Kişisel bakım herkes için önem taşıyor. Peki kullandığınız kozmetik ürünlerinin size ve çevrenize ne kadar zararı var? İçerikleri hakkında yeterli bilgiye sahip misiniz? İşte kozmetik ürünlerle ilgili dikkat edilmesi gerekenler…
Kişisel bakım ve kozmetik ürünleri daha iyi görünmek, kokmak ve hissetmek için günlük yaşamımızın vazgeçilmez bir parçası. Bu ürünlerin çoğunun sağlığımız üzerinde ciddi tehditler oluşturduğunu biliyor muydunuz? Ürünlerin içeriğini anlamak ve sağlıklı seçimler yapmak zor olabilir. İşte kişisel bakım ürünlerinde bulunan zararlı kimyasallara dikkat çekerek sağlıklı tercihler yapmanıza yardımcı olacak bilgiler…
Günlük yaşamda kullandığımız kozmetik ürünler ve içeriklerindeki tehlikeler
Günlük yaşamda kullanılan şampuan, saç kremi, sabun, duş jeli, parfüm, deodorant, ruj, dudak balsamı, saç şekillendirici ürünler ve saç boyaları gibi ürünler potansiyel riskler taşıyor. Makyaj malzemeleri, bebek pudrası, el temizleme mendilleri, el dezenfektanları, güneş koruyucular ve bronzlaştırıcılar da tehlikeli sayılacak kozmetik ürünleri arasında yerini alıyor.
Kozmetik ürünlerinin vücudumuza ne tarz zararları olabilir?
Bazı kişisel bakım ürünlerinde bulunan zararlı kimyasallar ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Örneğin triklosan antibakteriyel bir bileşen olarak bazı diş macunları ve sabunlarda bulunuyor. Uzun süreli kullanımı toksik etkiler yaratabilir ve tiroid fonksiyonlarını azaltıyor. Kanada ve Japonya triklosanın kozmetik ürünlerde kullanımını kısıtladı. En endişe verici yönü ise triklosanın antibiyotik dirençli bakterilerin oluşumunu teşvik etmesi olarak görülüyor.
Parfümler deodorantlar, yüz yıkama ürünleri, şampuanlar, duş jelleri ve güneş kremleri gibi birçok üründe bulunur. Parfüm terimi 3 binden fazla farklı kimyasal bileşeni kapsıyor. Bu karışımlar alerji dermatit, solunum sıkıntısı ve üreme sistemi üzerinde olumsuz etkiler gibi sağlık sorunlarına yol açabiliyor.
Kozmetik ürünlerde bulunan tehdit unsuru bazı kimyasallar
Toluen boya tinerlerinde yaygın olarak kullanılan bir çözücü. Nemlendiricilerde ve tırnak cilalarında da bulunuyor. Güçlü bir nörotoksin olan toluen solunum sorunlarına ve mide bulantısına neden oluyor. Anne karnındaki fetüslerde gelişimsel hasara yol açabiliyor. Bağışıklık sistemi üzerinde olumsuz etkileri ve kanser riski ile ilişkisi bulunuyor.
Parabenler ürünlerin raf ömrünü uzatmak için kullanılan bileşenler. Östrojeni taklit eden parabenler endokrin bozucu olarak bilinir. Uzun süreli maruz kalma durumunda hormon dengesizliklerine yol açabiliyor.
Formaldehit açıcılar kişisel bakım ürünlerinin yaklaşık %20’sinde antimikrobiyal koruyucu olarak kullanılıyor. Bu bileşenler cilt ve bağışıklık sistemi için toksik olup alerjik reaksiyonlara neden olabiliyor. Japonya bu bileşenlerin kullanımını sınırladı.
Oksibenzon güneş koruyucuların yarısından fazlasında UV ışık emici olarak kullanılıyor. Fotoalerjik reaksiyonlara neden olabilen oksibenzon aynı zamanda endokrin sistem üzerinde bozucu etkilere sahip.
Peki neler yapılmalı?
Doğal alternatifler ise birçok ürün için sağlıklı seçenekler sunuyor. Makyajı çıkarmak için zeytinyağı badem yağı veya avokado yağı gibi doğal yağlar kullanılabilir. Cilt peelingi için deniz tuzu veya kahve telvesi uygulamak etkili yöntemler arasında. Nemlendirici olarak sızma zeytinyağı veya hindistancevizi yağı kullanmak doğal yollarla cildinizi korumaya yardımcı oluyor. Organik gülsuyu veya maden suyu tonik olarak kullanılarak cildi canlandırmak mümkün.
Cilt temizliği için limon suyu ile karıştırılmış yoğurt kullanmak cilt problemlerine karşı doğal bir çözüm sunuyor. Ananas veya avokado posası ile yapılan peeling uygulamaları da cildi nemlendirmeye yardımcı oluyor. Akne tedavisinde yumurta sarısı kullanmak da bir seçenek oluyor. Çünkü yumurta sarısındaki A vitamini cildi besliyor.
Ağız sağlığı için Hindistan cevizi yağı çalkalaması yapmak ve ardından karbonatla dişleri temizlemek doğal bir temizlik yöntemi olarak öne çıkıyor. Bu yöntemlere birkaç damla nane yağı eklemek ise ağızda ferahlık sağlayarak anti bakteriyel etki sunuyor.